Beni Bu Güzel Havalar Mahvetti...
Ben kışı en çok çocukken sevdim. Benim için kış, gri Ankara'nın kuru ayazı değildi tabi. Evimizin önündeki yaşlı ve ihtişamlı sokak lambasının loş ışığında dans eden kar taneleri, bir gecede tüm ağaçları, evleri, arabaları farklılık gözetmeksizin eşitleyen o bembeyaz örtü ve iyi, kötü, çirkin, güzel bütün insanların yüzüne bir anlık da olsa aynı şekilde, aynı anda yansıyan o şaşkın, masum, çocuksu ifade...
Kardan geriye kalan kış ise, yataktan çıktıktan sonra gece tekrar yatağa girinceye kadar asla ısınmayacak iki küçük ayak, pembe bir burun ve iki yanak, beslenme çantamda çok üşümüş bir tost, biraz hastalık, biraz sabırsızlık, değdiğimde yanmaktan ısınmayı bir türlü beceremediğim kalorifer petekleri demekti benim için. Çocukken zoruma giden, yatağımdan yaka paça çıkarılmak suretiyle erken kaldırılmak değildi aslında, asıl derdim sabah sabah evden çıkmaktı. En çok da kışları... Kasabın önünde ciğer bekleyen kedi gibi, uzun dolmuş kuyruğunda sıranın kendisine gelmesini bekleyen yorgun vatandaş gibi bekledim baharı hayatımın bütün kışlarında.
Şimdi ne zaman ışığında karların koşturduğu bir sokak lambası görsem, çocuk oluyor içim. 5 dakikalık izin için 5 saat yalvaran, kartopu savaşlarında hep vurulan ve kimseyi vuramayan, patates baskılar gibi kendini yere atıp karda izlerini çıkaran, yuvarlak hatlı olmasa da nispeten dörtgen denilebilecek kardan adamlar yapan, hafif eğimli toprak arazide kızakla kayıyormuşçasına poşetlerle yuvarlanan o kardan çocuğu görüyorum lambanın hemen altında...
Bu kadar konuştum ama aslında benim en sevdiğim mevsim bahar, ilkbahar:)
Bahar, geride bıraktığımız o hummalı kışa rağmen gecikmeden, eksilmeden, değişmeden gelebiliyorsa, bizim kırıtma lüksümüz yok bu hayatta. Konuşamayan, ağlayamayan, gülemeyen, yürüyemeyen bir ağaç bile onca ayaza, fırtınaya, kara kışa rağmen nasıl kök salıp toprağa, sımsıkı tutunuyorsa hayata; biz bunca yetiyle nasıl mahkum ederiz kendimizi uyuşukluğa? Bahanesi yok, şımarmayın. Hareket etmekten, yorulmaktan, düşmekten, doğrulmaktan, sevmekten, hayal kırıklığı yaşamaktan, paylaşmaktan, risk almaktan, yenilmekten, yaşamaktan korkmayın.
Fotoğraf (1) : Jay Fauntleroy; Pexels
Fotoğraf (2) : Oleg Magni; Pexels
Yorumlar
Yorum Gönder