Küçük Erkeklerin Dev Kompleksleri


Bugün hayvanlar hakkında yazmayacağım; çünkü ben onların dünyasında şiddeti görmedim. Şiddet hakkında konuşacaksak, hayvanlar hayvanlıklarıyla insanlara ders verir. 

Empati, farkındalık, muhakeme gibi yetilerden yoksun, sevgisiz, özgüveni olmayan, açgözlülüğünü ve sapkınlığını toplum baskısı kılıfında saklayan erkekler için kadın; elbette kendilerinden aşağı, çocuk doğurup temizlik ve yemek yapmaktan, onlara zevk ve eğlence vermekten başka işe yaramayan ikincil canlılardır. Neden? Çok basittir cevabı. Aslında, çok insancadır! (Bkz. Adler, Bireysel Psikoloji, Aşağılık kompleksi - Freud ile kavramsal fikir ayrılıkları olsa da her iki görüş de farklı perspektifler ile aynı konuyu ele alır) Kompleksli ve eksik hisseden insanlar, kendilerini kendilerinden aşağı gördükleri insanlarla beslerler. Bu tatmin, onlara güçlü olduklarını, farklı olduklarını hissettirir. Gururlarına en az kendileri kadar düşkün diğer erkeklerin içinde rekabete girmektense; ezebileceği, sövebileceği, dövebileceği canlıları rakip bellemek bazılarının daha çok işine gelir. "Bu dünyada ben de birilerinden üstünüm; bana yol vermeyen, beni tersleyen, benden ayrılan, yüzüme bakmayan şu kadınlardan, karımdan, kızımdan..." Kimilerine şehvetle, kimilerine öfkeyle, kimilerine nefretle, kimilerine yapmak istedikleriyle, kimilerine yapamadıklarıyla; ama sözle; ama fiili olarak; ya da sadece hayal kurarak, kendilerini ispat eder içlerindeki küçük erkeğin dev kompleksleriyle bu büyük adamlar!

Bir erkeğin neyse de, bir kadının kendilerinden üstün olabileceğine ihtimal vermez; böyle bir ihtimal varsa da, imkan vermez bu adamlar. Okutmaz, yanında gezdirmez, sevmez, saymaz, sadık kalmaz, acımaz. Ne yapıp eder, keser önünü; ama fiziki ama manevi şiddetiyle! Kendinden daha ezik, daha düşük birilerinin de var olmasından haz duyabilmek, karşısında aman dileyen, ağlayan, ona muhtaç ve çaresiz insanlarla tatmin olmaktan farklı değildir aslında.

Tabi ki; bu bir terazi... Tek taraflı erkeklere yüklenmek, kadınları yüceltmez; üste getirmez. Her erkeği dünyaya hazırlayan bir anne figürü olduğuna göre, bu kısır döngü her iki cinsiyetin sebep olduğu hatalar düzelmeden çözülmez.

Bana göre, biz ne zaman ki 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününü değil; cinsiyet, dil, din, milliyet ayrımı yapmadan insanca var oluşu ve bu yolda verilen emeği kutlayabiliriz; o zaman bu kısır döngüden çıkış var. 

“İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?"

"Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip, donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım."

Mustafa Kemal ATATÜRK

Fotoğraf: Pixabay, Pexels

Yorumlar